Hızlı oynamak mı, çok çalışmak mı, doğal bir yetenek sahibi olmak mı… Oyunlarda başarılı olmanın, hatta ustalaşmanın sırrı nedir? Sizler için inceledik.
Hepimizin karşılaştığı ve imrenerek baktığı, sevdiğimiz oyunları çok iyi oynayan arkadaşlarımız olmuştur. Sırlarını öğrenmek için başlarına ekşidiğimiz, stratejilerini anlayabilmek için YouTube’da oyun videoları izlediğimiz bu arkadaşlar, nasılsa bir şekilde her zaman en başarılı taktiği uygulamaktan geri kalmazlar. Elbette, profesyonel bir oyuncu veya esporcu olmak, başka bir seviye. Ama esporcu olmamanız, bir oyunda ustalaşamayacağınız anlamına gelmiyor. Peki, oyunlarda ustalaşmak için ne yapmalısınız? Nasıl daha iyi bir oyuncu olabilirsiniz? Başarılı oyuncuların sırrı nedir? Yanıtlar için yazımıza göz atın!
Temelde, tüm oyunlar sizden dikkatinizi bir ya da birkaç noktaya odaklamanızı bekler. Oyun içerisinde karşılaştığınız kimi unsurlar, yalnızca dikkatinizi dağıtmak ve sizi hedefinizden saptırmak için yerleştirilirken, bazıları da alakasız görünmesine rağmen amacınıza giden yolda önemli roller oynar. İster online / multiplayer bir oyun olsun, isterse bir singleplayer RPG… Bir oyunu çok iyi derecede oynamak ve ustalaşmak istiyorsanız kendinize öncelikle sormanız gereken soru, ”oyun benden ne bekliyor?” olacaktır. Gelin, farklı türlerden sıklıkla yanlış anlaşılan oyunlardan örneklerle inceleyelim.
Civilization serisi: Bonusları biriktirin
Grand strateji türünü sevenlerin yolu, mutlaka bir noktada Civilization serisiyle kesişmiştir. Antik çağlardan başlayıp şehir şehir büyüttüğünüz ülkenizle dünyayı fethe çıktığınız Civilization oyunları, oyuncuların bir devlet içerisinde ekonomiden dini inançlara, askeriyeden diplomasiye pek çok farklı alandaki değişkenleri yönetmesine imkan tanıyor. Civilization serisinde herhangi bir oyunu oynadığınızda, sizden beklenenin ekonomi, kültür, diplomasi veya askeriye gibi alanlardan bir veya birkaçında öne çıkarak alternatif sonlardan bir tanesine yönelmek olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu tanım, oyunun gerçek amaçlarından belki de en önemlisini içermediği için ustalaşmanıza engel olacak!

Civilization serisinde yer alan oyunların temel mekaniğinin bonusları hesap etmek olduğunu söyleyebiliriz. Başlangıçta seçtiğiniz ülkeden şehirlerinize inşa ettiğiniz binalara, araştırma ağacında tamamladığınız konulardan ordunuzda ağırlıkla yer vermeyi seçtiğiniz askerlerinize kadar pek çok noktada oyun size çeşitli bonuslar sunar. Çoğu zaman da, bonuslar oyunun başlangıcından sonuna kadar birikerek ilerler. Örneğin, ticaret konusunda bonusları olan bir ülkeyle oyuna başladığınızda, araştırmalarınızı ticaret üzerine yapar, inşaat tercihlerinizi öncelikle ticaret binalarından yana kullanır, kara ordusu yerine deniz gücüne ağırlık verirseniz, biriken bonusların etkisiyle diğer pek çok faktörü kolaylıkla kontrol etmeye başlayabilirsiniz.
Kısacası, daha çok askere sahip olmak veya daha fazla altın biriktirmek gibi hedeflerle bir Civilization oyununa başladığınızda, böyle bir amaç gütmeden ülkesinin bonuslarını en başarılı biçimde kullanan oyuncuların gerisinde kalmanız muhtemel.
Age of Empires serisi: Asıl rakibiniz zaman!
90’lı yılların sonlarından itibaren Y ve Z kuşaklarını büyüten, hala çıkmaya devam eden yeni oyunlarıyla Alfa nesline de göz diken Age of Empires serisi gerçek zamanlı strateji (Real Time Strategy / RTS) türünün adeta köşe taşı niteliğinde. Harita üzerinde bir merkez kurup ihtiyaçlarınıza göre genişlettiğiniz, bir yandan kaynaklarınızı yönetirken diğer yandan askerlerinizle rakiplerin merkezlerini yıkmaya çalıştığınız Age of Empires (ve pek çok başka RTS oyunu…) serisinde hepimiz farklı yanılgıların peşinden koşmuşuzdur…
En hızlı çağ atlayanın, en çok işçi ünitesine sahip olanın, askerleri diğerlerinden daha kuvvetli olan ülkeleri seçenlerin ve daha pek çok farklı avantajın peşinden koşanların daha başarılı olacağı inancıyla defalarca farklı senaryoları oynayıp, küçük başarılarla yetinmeye çalışmak maalesef usta bir RTS oyuncusunun seçeceği yol değil. RTS oyunlarında ve doğal olarak Age of Empires serisinde iyi bir oyuncu olmak için dikkat etmeniz gereken iki temel unsur var: İyi RTS oyuncularını gözlemlediğinizde, başlangıçta bir strateji belirlediklerini, bu stratejiye uygun olarak zamanlama ve sıralama yaptıklarını göreceksiniz.

Örneğin “rush” (hızlı saldırı) stratejisiyle oynayan oyuncuların ellerindeki kaynaklarla sırasıyla belli binaları inşa ettiğini, ve ilk askerlerini çıkarmaya başladıkları andan, işçilerini kaynak toplamaya göndermeye kadar her aşamada zaman tuttuklarını fark edebilirsiniz. İşi bir adım ileri götürüp, ilk 5 dakika içerisinde yeterince asker çıkartamadığını gören oyuncuların doğrudan oyundan çekildiğini görmek de mümkün. Başlangıçta belirlediği strateji doğrultusunda zaman ve sıralama konusunda hata yapan bazı usta RTS oyuncuları, tıpkı 5-6 hamle öncesinde mat olacağını anlayan satranç oyuncuları gibi oyunu bırakabilir.
Elbette, askerlerinizi ve işçilerinizi tek tek yönetmeniz, çağ atlarken çok beklememeniz ve kaynaklarınızı doğru kullanmanız gerekiyor. Ancak en hızlı, en çok, en güçlü gibi kavramlara fazla takılmadan, doğru zamanda doğru adımları yapmak, çoğu RTS oyununda sizden beklenen hamlelerin başında geliyor.
Battlefield serisi: Kaç kill aldığınız o kadar da önemli değil!
FPS türünde ustalaşmak için oyunların bizden en iyi reflekslere ve oyun haritasından maksimum düzeyde yararlanma becerisine sahip olmamızı beklediğini düşünürüz. Pek çok FPS oyunu için, hızlı nişan almak ve ateş etmek; haritadaki saklanma ve çatışma alanlarını iyi bilmek yeterli olabilir. Battlefield serisi için ise durum farklı.
Takım bazlı dinamikleri, farklı uzmanlaşma sınıfları ve bu sınıfların sağladığı avantajlarla, Battlefield serisi diğer pek çok FPS oyunundan ayrışıyor. Elbette, serinin son oyunu Battlefield 2042’de bu durumun değiştiğini, ve oyunun hayranları tarafından da sıkça eleştirildiğini not düşelim.
FPS oyunlarında, genellikle başarı veya başarısızlık kill/death ratio (KDR) denilen bir oranla bulabilirsiniz. Bu oran, saf dışı bıraktığınız düşman sayısının, rakipleriniz tarafından avlanarak öldüğünüz durumların sayısına bölümüyle bulunur. Genelgeçer kurala göre, oran 1.0’dan ne kadar yüksekse o kadar başarılı sayılırsınız. 1.0 ve altında ise, daha çok çalışmanız gerekiyor. Oyun sonundaki sıralamanızı da bu oran belirler.
Battlefield oyunlarında, bu oranı maçların liderlik tablosuna bakarak hesaplayabilirsiniz. Ancak oyun sonundaki sıralamanız yalnızca KDR’nizle ilgili değil. Başta da bahsettiğimiz gibi, Battlefield takım oyununu önemser. Rakibinizden kaç bayrak ele geçirdiğiniz, düşen takım arkadaşlarınızdan kaçını kaldırdığınız, kaç oyuncuya mühimmat ikmali yaptığınız gibi faktörler, saf dışı bıraktığınız oyuncu sayısından daha önemlidir. Hatta 1 kill ile kazandığınız puan, çoğu zaman ikmalden ve iyleştirmeden kazandığınız puandan çok daha az olabilir.

Maçın sonunda, oyun boyunca sadece takım görevlerini önemseyerek liderlik tablosunda 50-60 kill alan bir oyuncunun önüne negatif bir KDR’ye sahip olarak rahatlıkla geçebilirsiniz. Çoğu Battlefield oyunu için, sizden beklenen temel strateji, oyun boyunca daha çok kill almak değil, takımınıza fayda sağlayacak hareketlerde bulunmaktır. Maçları sıralamanın en tepelerindede yer bitirip, iyi bir Battlefield oyuncusu olmak için dikkate almanızda fayda var.
Aklınıza gelen pek çok başka oyunda oyuncuların sıklıkla düştüğü hataları rahatça görebilirsiniz. Zamanla, oyunun görünürdeki birkaç özelliğini kullanarak başarılı olmaya çalışanların, temel mekanikleri çözmüş, kendisinden bekleneni yapmaya odaklanan oyuncular karşısında genellikle mağlup olduğunu fark edeceksiniz. Bu aşamaları hızlıca kat edebilmek için, oyun incelemelerini okumanızda ve başarılı oyuncuları takip etmeniz yardımcı olabilir.